Ultra-Soğuk Yıldızlardan Rekor Radyo Dalgaları
Arecibo’da ve Puerto Rico’da dünyanın en büyük radyo teleskobunu kullanan Penn State Üniversiresi astronomları ultra-soğuk yıldızdan göz kamaştırıcı radyo emisyonunu keşfettiler. Jüpiter gezegeninden daha sıcak olmayan, daha önce en düşük gösterişli sıcaklık rekorunu kıran radyo dalgaları tespit edildi. Penn State Astronomi ve Astrofizik bölümünden ve Exoplanets and Habitable Worlds merkezinden Alex Wolszczan’ın yönettiği ekip aynı zamanda güneş sistemimizin dışında daha önce bulunmamış ilk gezegenlerin kaşifi olan Alex Wolszczan, kahverengi cüceler olarak sınıflandırılan nesnelerden radyo sinyallerini aramak için 305-m (1000-ft) dev teleskopu kullanıyordu. Bu nesneler çok çok küçük olan, Jüpiter gibi büyük ve diğer normal gezegenler arasında köprü konumundaki soğuk yıldızlardır. Astronomlar Leo (aslan) takımyıldızından 33.6 ışık yılı uzaklıkta olan bir kahverengi cüce olan J1047+21 isimli yıldızla bingoyu buldular. Bu keşiflerin, evrende başka bir yerde başka bir yaşamı keşfetme şansını artırabileceği düşünülüyor.
R. Hurt/NASA NASA/IPAC/R. Hurt (SSC)
Penn State doktora öğrencisi ve aynı zamanda the discovery paper yazarı olan Matthew Route bu konuda görüşünü şöyle ifade ediyor: ‘’Bu nesne şu ana kadar radyo dalgalarıyla keşfedilmiş en soğuk kahverengi cücedir. Bu daha önceki yarı sıcaklık rekorunun sıcaklığıdır ve sadece bu onun Jüpiterden 5 kez daha sıcak olmasını sağlıyor.’’
Yeni radyo yıldızı bizim Güneş’imizden çok daha küçük ve soğuk. Dev gezegenlerden (Jüpiter gibi) daha yüksek olmayan yüzey sıcaklığıyla, optik ışıkta neredeyse hiç görülebilir değil. Arecibo’da henüz güçlü manyetik alanda görülmesi gereken radyo parıldamaları görünebilmiş değil, bu diğer benzer yıldızlarda da aynı olabileceğine işaret ediyor.
Wolszczan’a göre: ‘’Bu gerçekten heyecan verici bir sonuç. Gelecekte diğer yıldızların etrafındaki henüz keşfedilmemiş dev gezegenleri ve kahverengi cüceleri tespit edebileceğimizi ümit ediyoruz.’’
Diğer yıldızların etrafındaki genç ve sıcak gezegenlerin aynı tarza tespit edilebilmesi olasılık dahilinde. Çünkü bu gezegenlerin tespiti güçlü manyetik alandan elde edilebilir. Wolszczan şöyşe tanımlıyor: ‘’Yeryüzünün alanı (manyetik alan) yaşamı, güneş rüzgarının zararlı etkilerinden korur.’’
J1047+21’den radyo sinyallerinin keşfi astronomların çalışma pencerelerini çarpıcı bir biçimde genişletiyor buna manyetik alanı bir araç gibi kullanarak küçük yıldızların içeriği hakkındaki çalışmaları da dahil. Bahsettiğimiz bu cüce kahverenginin sıcaklığında, kendi atmosferi radyo sinyallerin görünmesine izin vermeyen doğal gazlardan oluşmalı. Bu yüzden sinyali sürdüren enerjinin yıldızın içindeki derin manyetik alandaki gibi görünüyor, benzeri durum yerküremizi yüksek enerjili partiküllerden korurkenki alanda da görülüyor. J1047+21’den radyo ışımalarını görüntülenmesiyle astronomlar manyetik alanın zamanla nasıl sabit hale geleceğini söyleyecekler ve ışıma süresinden kendi kendinin salgıcının genişliğiyle ilgili çıkarımda bulunabilecekler.
Kaynak: Penn State
+ Yorum bulunmuyor
Yorum ekle